Kurumsal

Nisan 2012 Mesajı

Değerli Meslektaşlarım,

Nisan ayı ile birlikte, İstanbul tüm doğal güzelliklerini bir bir ortaya koymaya başlar. Ağaçlar beyazdan pembeye çiçeğe durur,Boğaz’da erguvanlar açar, havaya göre renk alan deniz masmavi biçime bürünür. Bahar, "İstanbul'a geldim" der!

"Bahar" bir benzetme yapılacak olursa, en çok "özgürlüğe" benzer. Özgürlük ise "hukuk"la açıklanabilir!

Anımsatmakta yarar var; her 5 Nisan Türkiye’de "Avukatlar Günü" olarak kutlanır. Hukukun temsilcisi konumundaki bir mesleğin çalışanları açısından önemli bir gündür.

Tabii ki hukuk yalnızca avukatlar için değil, ülkeler, özellikle de gerçek demokrasiler için de önemlidir. Hukuk devleti olmak; yasaları herkese aynı uzaklık ve aynı biçimde uygulamak, yasalar karşısında hiç kimseyi ayrıcalıklı görmemek demektir.

Gerçek bir hukuk devletinde avukatlar gibi yargıçlar da bir siyasi kimlikle hareket etmezler. Çünkü ortada bir dava varsa, hukukun getirdiği yasalar da vardır. Bu yasalar; "toplumsal barış, refah ve bireysel yaşama güvencesi"dir.

Ancak ülkemizin bugün geldiği noktada; özlenilen demokrasi tablosuyla, Türkiye’nin mevcut görüntüsünün çeliştiği açıktır.

Gazetecilerin, aydınların ağır cezaya dönüşen tutuklamaları, ya da toplumun anayasal haklarıyla güvence altında olan en temel demokratik taleplerin bile "alanlarda" kolluk güçlerinin baskısıyla karşılaşması üzücüdür.

Yine de bu tip demokratik sorunların aşılacağına yönelik umutların taze tutulmasında yarar var. Çünkü güneşin her gün doğması, baharın gelmesi doğanın bir kanunudur ve demokrasinin de kendi yasası, bazen geç kalsa bile işler.

Değerli Meslektaşlarım;

Nisan ayı nedeniyle söz gelmişken; ülkemizde geç kalınmaması gereken, sağlığımızla ilgili çok daha dramatik bir tabloyu da anımsatmak isterim.

Biliyorsunuz Nisan ayının ilk günleri; 1-7 Nisan arası çağımızın en ürkütücü hastalıkları için belirlenmiş "Kanserle Savaş Haftası"dır. İnsanlığın içinde bulunduğu teknolojik olanaklar, bilimsel çalışmalardaki önemli gelişmelere karşın değişik türlerde karşımıza çıkan kanser hastalığı bütün yıkıcılığıyla etkisini sürdürüyor.

Bazen hepimizin tanıdığı bir ünlü yitip gidiyor, bazen de ailemizden ya da yakın çevremizden tanıdığımız birinin hastalığı ile üzülüyoruz.

Kansere çare tam bulunamasa da özellikle erken tanı, bilimin bu tehlikeli hastalık karşısındaki en önemli kozu. Bu açıdan belirli aralıklarla muayene olmak ve çeşitli taramalardan geçmek önemli.

Hepinize; "hukuk ve sağlığın" tüm hücrelerimize nüfuz ettiği, içimizi ısıtacak bir Nisan ayı diliyorum.

Yahya Arıkan

Başkan

 

İSMMMO Hakkında

Geleceğe yönelik projeleriyle, üyelerinin gelişimini sağlayan; Şeffaflığı, denetimi, yeniliği savunan ve çevre sorunlarına duyarlı; Toplumumuzun aydınlatılmasına, akademik, mesleki kamuoyuyla güçlü işbirliği yaparak ekonomik kalkınmaya katkı sunan, lider kurum olmaktır.